Yazıtların bir çoğu kırık, eksik ya da zedelenmiş olarak ele geçer.Bu Yazıtlar üzerine çalışan kişi,
söz konusu eksiklikleri tamamlar ve metinleri orijinal durumuna yaklaştırmaya çalışır.Yazıt üzerinde isabetli tamamlamalar yapılabilmesi,ilk önce yazıttaki eksikliklerin boyutuna ve bu işi yapan kişinin deneyimine bağlıdır.
Daha önce belirtildiği gibi, epigraf tarafından yapılan tamamlamalar köşeli parantez içinde gösterilir.Ayrıca tamamlayan kısımlarında diğer epigrafların düşünmesine fırsat tanımak amacıyla köşeli parantez içine alınıp belirlenebilen eksik harf sayısının yapılması gereklidir.Çünkü, daha evvel bulunup yayınlanmış olan bir çok yazıt için günümüzde yerni bilgiler ışığında tekrar ele alınmaktadır.Bu durumda, öncellikle önemsenmesi gereken nokta, metnin günümüzdeki durumunu fotograf vs..yardımıyla okuyucuya aktarmak olmalıdır.
Bugün kopya edilip yayınlanan bir yazıtı daha sonra yerinde bulmak ve üzerinde çalışmak mümkün olsa da yazıt biraz daha aşınmış olacağından ilk kopyanın büyük bir önemi vardır.Örneğin; geçtiğimiz yüzyılda ya da bu yüzyılın başlarında kopyalanan fotoğrafsız yayınlanmış yazıtları yerinde bulmak mümkün olmamakta ve sadece ilk yayımcının bilgileriyle yetinilmektedir.Bu durumda, yazıtlar üzerinde yapılacak ilk yayın söz konusu yazıt üzerindeki tartışmalar da temel oluşturacaktır.Bu yüzden düzeltmelerin dikkatli yapılması gerekmektedir.Eksik olan yazıtların da, eksik parçalarının ya da yazıtın belki de tek bir kopyasının olduğu düşünülerek tedbirli bir tamamlama yapılmaktadır.
Restore edilecek yazıt hakkında düşünülmesi gereken ilk nokta yazının ait olduğu türdür.Örneğin elimizdeki parça bir mazoz yazıtıysa, o şehir ya da o yörede kullanılan genel formüller incelenmelidir.İkinci nokta da satır uzunluklarının isabetli tahmin edilmesi ve tamamlanması gereken boşluktaki muhtemel harf sayısının hesaplanmasıdır.Şüphesiz yapılan her tamamlamada göz önüne alınan tüm örnekler sıralanarak, yapılan tamamlamanın inandırıcı olmasına çalışılmalıdır.
|
Daha önce belirtildiği gibi, epigraf tarafından yapılan tamamlamalar köşeli parantez içinde gösterilir.Ayrıca tamamlayan kısımlarında diğer epigrafların düşünmesine fırsat tanımak amacıyla köşeli parantez içine alınıp belirlenebilen eksik harf sayısının yapılması gereklidir.Çünkü, daha evvel bulunup yayınlanmış olan bir çok yazıt için günümüzde yerni bilgiler ışığında tekrar ele alınmaktadır.Bu durumda, öncellikle önemsenmesi gereken nokta, metnin günümüzdeki durumunu fotograf vs..yardımıyla okuyucuya aktarmak olmalıdır.
Bugün kopya edilip yayınlanan bir yazıtı daha sonra yerinde bulmak ve üzerinde çalışmak mümkün olsa da yazıt biraz daha aşınmış olacağından ilk kopyanın büyük bir önemi vardır.Örneğin; geçtiğimiz yüzyılda ya da bu yüzyılın başlarında kopyalanan fotoğrafsız yayınlanmış yazıtları yerinde bulmak mümkün olmamakta ve sadece ilk yayımcının bilgileriyle yetinilmektedir.Bu durumda, yazıtlar üzerinde yapılacak ilk yayın söz konusu yazıt üzerindeki tartışmalar da temel oluşturacaktır.Bu yüzden düzeltmelerin dikkatli yapılması gerekmektedir.Eksik olan yazıtların da, eksik parçalarının ya da yazıtın belki de tek bir kopyasının olduğu düşünülerek tedbirli bir tamamlama yapılmaktadır.
Restore edilecek yazıt hakkında düşünülmesi gereken ilk nokta yazının ait olduğu türdür.Örneğin elimizdeki parça bir mazoz yazıtıysa, o şehir ya da o yörede kullanılan genel formüller incelenmelidir.İkinci nokta da satır uzunluklarının isabetli tahmin edilmesi ve tamamlanması gereken boşluktaki muhtemel harf sayısının hesaplanmasıdır.Şüphesiz yapılan her tamamlamada göz önüne alınan tüm örnekler sıralanarak, yapılan tamamlamanın inandırıcı olmasına çalışılmalıdır.
YAZITLARIN KOPYA EDİLMESİ
Epigrafi çalışmalarının çoğu zamanı masa başında yürütüleceğinden, arazide veya müzede kopyalanan yazıtlar hakkındaki tüm bilgilerin hazır olması gerekir.Özellikle arazideki yazıtları bir daha bulup incelemek mümkün olmadığından, çok iyi bir şekilde kopya edilmiş ve fotoğraflanmış olması gerekir.Yeni bir yazıtla karşılaşınca yapılacak ilk işlem, yazıtı dikkatli bir şekilde aynen kağıda dökmektir.Bundan sonra yazıtın üzerinde bulunduğu taşın ölçüleri ile harf yükseklikleri not edilmeli ve taşın cinsi de kaydedilmelidir (mermer, kireçtaşı vs..).Ardından fotoğraf çekimi yapılır.Bunda dikkat edilmesi gereken en önemli husus, ışığın yazıtın yüzeyine yan taraftan, eğik bir açıyla gelmesidir.Böylece yazıtın harf çukurlarında gölgeler oluşacak ve fotoğraftaki harfler kopya hatlarla belirginleşecektir.Fotoğraf çekilmesi mümkün olmayan durumlar da ya da yazıtın okunamayacak kadar kötü olduğu durumlarda değişik iki kopya alma tekniği vardır.
KAĞIT KOPYA
Bu iş için kullanılan kağıt ıslatıldığında, liflerine ayrılıp taş üzerindeki her çukura rahatça girebilen bir türdür.Kopya alabilmek için, bu amaca uygun olan sert kıllı bir fırçaya ihtiyaç vardır.Kopya alınmadan önce taş iyice yıkanmalıdır.Sonra gerektiği kadar kesilmiş bir kağıt taş üzerine serilir ve bir süngerle ıslatılır.Bu yapılırken taş ile kağıt arasında hiç hava kabarcığı kalmamasına dikkat edilmelidir.Sonra fırça ile taşın kağıtla kaplı kısımlarına hızlı bir şekilde vurulur ve kağıtın tüm çukurlara girmesi sağlanır.Bu esnada kağıdın yırtılmamasına dikkat edilmelidir.Tüm bu işlemlerden sonra kağıdın taştan kendiliğinden ayrılacak kadar kuruması beklenmelidir.Kopyanın üzerine kuruduktan sonra, hangi bölge ya da şehre ait olduğu yazılmalıdır.
LATEX KOPYA
Bu yöntemde sıvı kauçuk olan Latexten yararlanılmaktadır.Önce taş iyice yıkanmalı ve kuruması beklenmelidir.Sonra taşın üzerine ince bir tabaka şeklinde latex sürülüp kuruması beklenir.Kopyanın kalın bir tabaka şeklinde çıkması isteniyorsa aynı işlem tekrarlanır.Fotoğrafların iyi sonuç vermediği bazı durumlarda, bu kopyalardan çekilen resimler yayın için kullanılmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder