Kişi, Allah (C.C)’tan, Peygamber (A.S.)dan ve dinden uzaklaşınca, ruhi bunalıma düşer. Sebebini sihir zanneder.Kurtulmak için günümüzde şeytani icraatlar ve hokkabazlık yapan büyücülerin (kendisini kahin, medyum, cindar, hoca, falcı vb isimle adlandıran kişilerin) kapısını aşındırmaya başlar. Yanlış ve eğri-büğrü yollara saplandırıldığı yetmediği gibi dolandırılır da dolandırılır. Böylece korkunç ziyâna düşer. Hem imanını, hem de servetini kaybeder.
Peygamberimiz (S.A.V.): “Bir kimse, büyücüye (medyuma, kâhine, cindara vb.) gelir de onun yalan ve hokkabazlıkalrına inanırsa, Allah-u Tealâ, 40 gün kıldığı namazı kabul etmez.” buyurmuiş vesihir yaptırmayı büyük günâhlardan saymıştır. Sihir yapmayı ve yaptırmayı helâl gören kişi, (ne amaçla olursa olsun) imanını yitirmiş olur. Ancak sihre uğratılan kimseyi de içinde bulunduğu sşhrin tesirinden kurtarmak için havas ilmini kullanmak helâldir. Bu da çok zor ve maharet isteyen bir husustur. Her eline kalem-kağıt alan, dinden imandan habersiz cühelânın yapacağı bir iş değildir. Bu, başlı başına ihtisâs isteyen çok zor bir ilim dalıdır.
Papazlara gidip de büyü çözdürmeye kalkanlar, daha dinin emir ve yasaklarını bilmeyen zavallı kişilerdir. Papazın Mü’mine vereceği hiçbir şey yoktur. (Aksine) Mü’minin papaza vereceği çok şey vardır. Kişinin, böyle tehlikeli şeylerden imanını koruması kenndisine bir farizâdır. Müslüman, derdinin çaresini kendi kitabında aramalı ve Kur’ân-ı Kerim’in sonunda bulunan Muavvizeteyn Sureleri‘nin Resulü Ekrem’e niçin nâzil olduğunu araştırıp tetkik etmelidir.
Her sıkıntı ve bunalımın sebebi de sihir değildir. Bunun çok iyi bilinmesi gerekir. Evvela hastalığın hekimini bulup kontrolü altında bulunmalıdır. Vücut, kansız kalınca da ruhi bunalım başlar. Böyle durumlarda büyücüye (kendisini HOCA diye tabir eden kişilere, cindara, kahine ya da medyuma) başvurmak, intihardır. Kişi, sağlığından olabilir. Bütün sıhhi kaideler yerine getirildikten sonra hasta hâlâ sihir ve büyüden şüphe ederse, aşağıdaki hususlar uygulanmalıdır. Buna rağmen hastalık geçmiyorsa bunun sihirle hiçbir alâkası olmadığını idrâk etmelidir.
Sihir, Nasıl Tesirsiz Hâle Getirilir?
Büyük âlim Nusret Efendi, “Mâhadar”, (s.14) isimli eserinde sihir ve büyünün nasıl çözüleceğini şöyle açıklamıştır:
“Sihir yapılanın bir dostu, 1 metre ipe çözülmesi kolay 200 düğüm atar. Sihir yapılanın önüne 1 çay bardağı su konur. Sihir yapılan kişi, düğümlü ipi eline alıp Besmele ileFelak Suresi‘ni okur ve ilk düğüme üfürür ve hemen düğümü çözer. Bu esnâda “Bana yapılan sihri çözdüm.” der. Akabinde Besmele ve Nas Suresi‘ni okur. İkinci düğüme üfler, hemen çözer ve “Bana yapılan sihri çözdüm.” der. Böylece Besmele ile Felak -Nas Sureleri’ni okuyarak bütün düğümleri çözdükten sonra ip, hazır olan bardaktaki suda ıslatılır ve su içilir. İp de ateşte yakılır. Ancak, bu okuma sırasında aralıkalrla bir kor üzerinde birer tatlı kaşığı üzerlik tohumu yakılarak buhur yapılmalıdır. Hasta, daha bu esnada iken bile sihrin tesirinin büyük ölçüde azaldığını hisseder. Zaman ve saatler ilerledikçe, Allah (C.C.)’ın izniyle eski sıhhatine kavuştuğunu müşahede eder. Bu uygulama, defalarca yapılmış, niceleri büyünün tesirinden kurtulmuştur. Bunun kıymetini bilmeli, sihre ugratılmış kimselerden deriğ etmemelidir.
DUA-CİN-BÜYÜ-TILSIM-SİHİR-NAZAR-MUSKA-DİNİMİZ İSLAM-MİTOLOJİ-DEFİNE-DEFİNECİLİK-DEFİNE İŞARETLERİ-DEFİNE İŞARET ÇÖZÜMLERİ-DEFİNE HARİTALARI-HAZİNELER-DEDEKTÖR-DEFİNE ARAMA ÇUBUKLARI YAPIMI-MADENLER-GÖMÜ-EŞKİYA BELGELERİ-HÖYÜK-TÜMÜLÜS-ÜNLÜ EŞKİYALAR-ARKEOLOJİ-TARİHTE PARA-TAKILAR--MÜZELER-İSLAM-MİTOLOJİ-HEYKEL-ANTİKA -TÜRKİYEDE ARKEOLOJİ-ROMA-BİZANS-İSLAMDA BÜYÜ-DEFİNE-DEFİNECİLİK-GÖMÜ-ESKİ ALFABELER-HORASAN-MÜZE-HEYKEL-DEDEKTÖR-ALTIN-SİKKE-DEFİNEDE TILSIM-GİZEMLER HAKKINDA BİLGİLENDİRME SİTESİ.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder