Büyük İslam İlmihali - Ömer Nasuhi Bilmen
Sahur, seher vaktinde yenecek yemektir. Bu yemeği yemeğe "Sahur Yemek" denir. Seher de, ikinci fecirden biraz öncesine kadar olan vakittir.
İftârı acele yapmak, yani akşam namazından önce oruç açmak müstahabdır. Böylece oruç hali, namazda kalbin huzuruna engel olmaz. Fakat hava bulutlu olunca, iftar için acele edilmez, ezan okunmuş olsa bile... Minare gibi çok yüksekte bulunan kimse, güneşin batışını görmedikçe iftar edemez. Aşağıda bulunanların güneşin batması ile iftar etmeleri ona tesir etmez.
Akşamleyin iftar ederken şöyle dua yapılması sünnettir
"Allahümme leke Sumtü ve bike amentü ve aleyke tevvekkeltü ve alâ rızkıke eftartü ve savmelğadi min şehriramazane neveytü. Fağfir li ma kaddemtü ve ma ahhertü."
Anlamı: "Allah'ım! Senin rızan için oruç tuttum. Sana iman ettim. Sana güvendim. Senin rızkınla iftihar ettim (orucumu açtım.) Ramazan ayının yarınki gününü oruç tutmaya da niyet ettim. Artık benim, geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla..."
Şöyle de dua edilir:
"Ya vasi'al-mağfıreti, iğfir-li veli valideyye ve lil-müminine yevme yekumu'l-hisab...
Anlamı: "Ey bagışlaması bol olan Rabbim! Beni, ana-babamı ve müminleri hesab gününde bağışla.
Orucu hurma gibi tatlı bir şeyle açmak mendubdur.
Oruçlu kimsenin, yakınlarına ve fakirlere fazlaca yardımda bulunması müstahabdır.
Oruçlunun mümkün olduğu kadar gece ve gündüz Kur'an okumak, zikir yapmak, peygamberimize Salât ve Selâm getirmek ve ilimle uğraşmak suretiyle meşgul olması müstahabdır.
Oruçlunun boş ve yararsız sözlerden dilini tutması da müstahabdır. Gıybetten, söz taşımadan kaçınmak ise her zaman vacibdir. Ancak bu kaçınmanın gerekliliği ramazanda daha çok kuvvet kazanır.
Oruçlu için İtikâf da müstahabdır. İleride anlatılacaktır.
Ramazan orucunu tutmaya engel olacak derecede bedene takâtsizlik verici işlerde bulunmak caiz değildir. Öğleye kadar çalışıp sonra dinlenmelidir. Mümkün bazı işleri, ücret karşılığında başkasına gördürmelidir.
Sonuç olarak denir ki, kesin bir zaruret bulunmadıkça, insanın kendisini pek ağır işlerle yorarak oruç tutamaz hale getirmesi caiz görülemez.
Orucun Şartları
Orucun farz oluşuna ve yerine getirilmesinin (edasının) farz oluşu ile sıhhatına dair şartlar vardır. Şöyle ki:
1) Oruçla mükellef olmak için İslâm, akıl ve büluğ şarttır. Onun için bu vasıfları toplamayan bir kimseye oruç farz değildir. Ancak akıl sahibi bulunan mümeyyiz bir İslâm çocuğunun tuttuğu oruç nafile olarak sahih olur.
2) Orucun yerine getirilmesi (edası)nın farz olması için sıhhat ve ikamet şarttır. Onun için hasta olana ve yolculuk halinde bulunanlara, bu hallerinde oruç tutmak farz değildir. Bunlar oruçlarını tutamayınca, sonra o tutamadıkları oruçları kaza ederler.
Bir orucun edası (yerine getirilmesi) nin sahih olması için niyet etmek, hayız ve nifas hallerinden temizlenmiş olmak şarttır. Bunun için niyet edilmeksizin tutulan bir oruç, müçtehidlerin tümüne göre din yönünden geçerli değildir. Hayız ve nifas halinde oruç tutan bir kadının da orucu sahih değildir. Bunların, ramazan orucunu sonradan kaza etmeleri gerekir. Bu konu ileride açıklanacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder