Pazar, Temmuz 31, 2011

Ardahan

Ardahan

Büyültülmüş resmi görmek için bu çubuğa tıklayın.




Büyültülmüş resmi görmek için bu çubuğa tıklayın.

Gece - Ardahan

Büyültülmüş resmi görmek için bu çubuğa tıklayın.
Ardahan Kalesi




Büyültülmüş resmi görmek için bu çubuğa tıklayın.

Kaleden Kura Nehri

Büyültülmüş resmi görmek için bu çubuğa tıklayın.
Kaleden Kura Nehri


Büyültülmüş resmi görmek için bu çubuğa tıklayın.
Kura Nehri - Ardahan Kalesi


Kura Nehri

Büyültülmüş resmi görmek için bu çubuğa tıklayın.

Posof




Büyültülmüş resmi görmek için bu çubuğa tıklayın.
Şeytan Kalesi



Büyültülmüş resmi görmek için bu çubuğa tıklayın.

Şeytan Kalesi, Çıldır

Büyültülmüş resmi görmek için bu çubuğa tıklayın.
Şeytan Kalesi


Büyültülmüş resmi görmek için bu çubuğa tıklayın.
Şeytan Kalesi


Şeytan Kalesi

Büyültülmüş resmi görmek için bu çubuğa tıklayın.
Şeytan Kalesi






Çıldır Gölü


Çıldır Gölü


Doğu Anadolu Bölgesi’nin kuzeydoğusunda yer alan Ardahan, doğusunda Gürcistan ve Ermenistan, güneyinde Kars ve Erzurum, batısında ise Artvin ili çevrilidir.

Ardahan genel olarak dağlık bir yayla görünümündedir. Kent merkezi kendi adını taşıyan ve ortasında Kür (Kura) nehrinin geçtiği bir ovada (Ardahan Ovası) kurulmuştur. İl toprakları sıra dağlarla bölünmüş, bunların arasında yüksek düzlükler bulunmaktadır. İlin kuzey kesiminde Yalnızçam Dağları (2.715m.), güneybatı kesiminde ise Allahuekber Dağlarının (2.919m.) uzantıları bulunmaktadır. Kuzeydoğuda Keldağı (3.033m.), doğuda Akbaba Dağı (3.026m.) ve ilin en yüksek noktasını oluşturan Kısır Dağının doruğu (3.197m.) ilin güney kesiminde bulunmaktadır. Bunların dışında, Ardahan Göle arasında Kayak Merkezinin üzerinde bulunduğu Uğurlu Dağı (2.806m.), Posof-Ilgar Dağı (2.918m.), Hanak Serinkuyu ve Çavdarlı Yaylalarının üzerinde bulunduğu Cin Dağı (2.957m.), Posof-Arsiyan Dağı (3.160m.), Alagöz-Yaylacık Köyleri arasında Ziyaret Tepesi (2.494m.), Büyük Sütlüce ve Hoçuvan arasında Kartal Tepesi (2.521m.), Ardahan-A.Lıkan-Baştoklu Yaylalarının üzerinde bulunduğu Persokıran Tepesi (2.641m.) ilin diğer yükseltileridir.

Güneybatı-kuzeydoğu doğrultusundaki Ardahan Platosu (Ardahan Ovası) Kura nehri ve kollarının taşıdığı alüvyonlardan meydana gelmiştir. Ardahan Ovası Kura Nehri ile sulanmaktadır. Çıldır’dan gelip Kura nehri ile birleşen Karaçay’ın Yıldırımtepe civarında oluşturduğu Karaçay Vadisi ve Kurtkale yakınlarında vadi ve kanyon oluşumları görülmektedir. Ardahan ilinde çok önemli vadiler olmamakla beraber, merkez ilçe sınırları içerisinde Kartalpınar-Balıkçılar-Altaş arasında ve Çıldır ilçesine bağlı Doğankaya-Kotanlı-Kaşlıkaya-Kuzukaya köyleri arasında, kura nehrinin geçtiği yerlerde oluşan Kura Vadisi bulunmaktadır. Bu vadiler çoğunlukla doğal orman ve çalılıklar ile örtülüdür. Deniz seviyesinden 1.800 m. yükseklikte olan ilin yüzölçümü 4.842 km2 olup, toplam nüfusu 133.756’dır.

İlin ekonomisi tarım, hayvancılık, sanayi ve sınır kapısı ticaretine dayalıdır. Yetiştirilen başlıca ürünler, buğday, arpa, çavdar ve patates yetiştirilir. Hayvancılıkta sığır ağırlıklı olup, yaylalarda kurulan ve Zavot adı verilen mandıralarda yoğurt, tereyağı, peynir üretilmektedir. İlde Arıcılık Enstitüsü, Yapay Tohumlama Merkezi ve Zirai Araştırmalar İstasyonu vardır. Kura Nehrinde sınırlı olarak balıkçılık yapılmaktadır.


Ardahan Kalesinde yapılan kazılar sonucunda yörede İlk Tunç Çağında (MÖ.3500-2000) bir yerleşim olduğu ortaya çıkmıştır. M.Ö.2000 yıllarında Huriler ve Mitanni`ler Çoruh havzasına egemen olmuşlar ve bu durum Ardahan yöresine kadar uzanmıştır. Ardahan (Ardanuç) ve çevresinin ilk defa Urartular döneminde ismi geçtiği tabletlerden anlaşılmaktadır. Tuşpa (Van) Kalesi’ndeki büyük taşlara yazılan Urartu çivi yazılı tabletlerinden; Urartu Kralı II. Şarduri M.Ö. 753`te Çoruh boyundaki Kulkhi krallığını yenerek egemenliği altına aldığı öğrenilmektedir. II. Sardur’un oğlu Kral I. Rusa (753-713) zamanında, Kafkaslar ve Karadeniz’in kuzeyinden İskitler bu bölgeye gelmişlerdir. MÖ.560’ta Kimmer ve İskit saldırılarına uğrayan Urartuların egemenliğine Medler son vermiştir. MÖ.VI.yüzyıldan sonra Yunan tarihçileri bölgede “Armenioi” “Ermeni” toplumunun ve prenslerin varlığından söz etmektedirler. Medlere bağlı olan bu prensler Pers yönetimi altında Satraplık (Eyalet Valisi) görevini yerine getirmişlerdir.

MÖ.VI.yüzyılda Persler bu bölgeye hakim olmuşlardır. Pers Kralı Darius Kafkasya’ya yaptığı sefere giderken bu yöreden geçmiştir. MÖ VI.yüzyılda Makedonyalılar kısa bir süre buraya egemen olmuş, ardından Ermeni kralları Perslere bağlı olarak bu yöreyi yönetmişlerdir. MÖ.I.yüzyılda Pontus Krallığını ortadan kaldıran Romalılar, Kars ve Ardahan çevresinde 200 yıla yakın bir süre egemen olmuşlardır. Roma’nın Araxes eyaleti olan bu yöre, zaman zaman Partlarla el değiştirmiştir. Daha sonra onları Sasaniler izlemiş, Romanın ikiye ayrılmasından sonra da yöre Bizans’ın payına düşmüştür. Bizans imparatoru II.Iustinianus 575 yılında Begratlı soyundan Guaram’ı Ardanuç ve çevresine vali olarak tayin etmiştir. Ardanuç Kalesi de bu dönemde yapılmıştır. Emevi halifesi II.Mervan döneminde Araplar bu bölgeye kadar akınlarını sürdürmüşlerdir. Bu akınlar nedeni ile kalenin yapımı yarıda kalmış ve daha sonra, Begratlı kralı Aşut Bey (768-826) Bizanslılardan aldığı yardım ile çevredeki kalelerle birlikte Ardanuç kalesini de onarmıştır. Bunun ardından kalenin eteklerine de Aziz Paulos ve Aziz Petrus adına Aşut Kilisesini yaptırmıştır.

Bizanslılar bu yöre için Sasanilerle sürekli çekişmişlerdir. Ermeni kralları ise bazen Bizans’ın bazen de Sasanilerin yanında yer almıştır. VII.yüzyılda Anadolu’ya başlayan Arap akınları buraya kadar uzanmıştır. VIII.yüzyılda Ermeni kralları Abbasi halifelerini tanımak zorunda kalmışlardır. Bu dönemden itibaren Müslümanlar bu bölgeye yerleşmeye başlamıştır. Abbasilere bağlı olarak devlet kuran Türk kökenli Şeddadiler ve Sacoğulları buraya kadar zaman zaman uzanmışlardır. Bu yöre için de Ermeni kralları ile çekişmişlerdir.

XI.yüzyılın ortalarında Selçuklu akınları başlamıştır. Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra Türkmen boyları bölgeye yerleşmiştir. Bu arada Kars, Ardahan ve Ani Gürcülerin eline geçmiş, 1239’da Moğol hücumları sırasında bölgedeki kentler yakılıp yıkılmıştır. Moğol egemenliği yörede 1356’ya kadar sürmüş, bunu Altınordu Devleti ve Karakoyunlu yönetimi izlemiştir. 1387’de Timur istilasına uğrayan yöre, ardından yeniden Karakoyunlu hakimiyetine girmiştir. Akkoyunlular ve Safeviler, Kars’la birlikte buraya da hakim olmuşlarsa da, Kanuni Sultan Süleyman tarafından 11534’te Osmanlı topraklarına katılmıştır.

Osmanlı döneminde Erzurum vilayetine bağlı Kars sancağı yönetimindeki Ardahan, XIX.yüzyıl boyunca sürekli Rus saldırılarına uğramıştır. Osmanlı-Rus Savaşı’ndan sonra 1878 Berlin Antlaşması ile Ardahan Rus’lara verilmiş, 1918 Brest-Litovsk Antlaşması ile geri alınmıştır. I.Dünya Savaşı sırasında Gürcüler tarafından işgal edilmiş (1919), 23 Şubat 1921’de de kesin olarak Türkiye Cumhuriyetine katılmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında il merkezi olan Ardahan, 1926 yılında Kars iline bağlı bir ilçe konumuna dönüştürülmüş, 1992 yılında da yeniden il olmuştur.

Ardahan’daki tarihi eserler; XIX. yüzyılda, kaynaklara göre Çıldır Sancağı sınırları içinde 240 cami ve mescit, l medrese, l Rüşdiye, Türkler için 49, Hıristiyanlar için ise 13 ilkokul ve 15 kilise, ayrıca 5 hamam, 9 han ve 564 işyeri bulunmaktaydı. Ancak Çıldır ve çevresinde adı gecen 15 kiliseden 11’inin ayakta olmasına rağmen, 240 camiden hiç birinin yerini tespit etmek mümkün değildir. Bunların ortadan kalkmasının nedeni de 1828, 1855 ve 1877-1878 Osmanlı - Rus savaşları ile, 1915 - 1920 yılları arasında bölgede meydana gelen Ermeni saldırılarıdır.

Posof ilçesinin 5 km. güneybatısındaki Söğütlükaya Köyü yakınında Kule kalıntısı, Çıldır Gölü, Akçakale Adasındaki arkeolojik kalıntılar, İl merkezindeki Mevlüt Efendi Camisi (1701), Arap (Yanık) Camisi, Müderris İbrahim Efendi Camisi (1711), Derviş Bey Camisi (1868), Ölçek Köyü Camisi (1895), Dedeşen Köyü Camisi (1786), Posof Merkez Camisi (1883), Gülbelen (Urta) Kilise-Camisi (XI.yüzyıl), Kayabeyi (Yerli Çayıs) Kilise Camisi (X.-XI.yüzyıl), Dedeşen Köyü’nde Şeyh Ahmet ve Şeyh Muhammet Türbesi, Kömür Baba Türbesi, Dedeşen Köyü Çeşmesi, Çıldır-Taşköprü Köyündeki Urartu Kralı II. Sarduri’ye ait Taşköprü, Posof Çayı Köprüsü (XIX.yüzyıl sonlarında Ruslar tarafından yaptırılmıştır), Gülyüzü (Pekreşen) Köyü Köprüsü (XIX.yüzyıl), Ardahan Kalesi, Kazan Kalesi, Altaş (Ur) Kalesi, Kinzi Kalesi, Kalecik Kalesi, Şeytan Kalesi, Kurt Kale, Sevimli Kale, Cak kalesi, Şavaşır Kalesi, Mere Kalesi, Kol Kale, Kırnav Kalesi, Ölçek Köyü Kalesi, Dedeşen Köyü Kale Kalıntısı, Karakale, Kışlahanak (Avcılar) Kalesi bulunmaktadır.

Ayrıca Osmanlı-Rus Savaşları sırasında Ardahan’da savunma amaçlı tabyalar yapılmıştır. Bunların başında Emiroğlu, Singer, Kaz, Kaya, Ahali, Düz, Mihrap Tabyaları gelmektedir. Bu tabyalar, Batum, Ahıska, Ahılkelek, Kars, Oltu ve Erzurum yollarını kontrol altına almak amacı ile yapılmıştır. Bu tabyalar Ardahan Kalesi’nin güney, doğu ve kuzeyinde şehre, kaleye ve Kura düzlüğüne hakim konumdaydı. Bunların içerisinde en önemlisi Ramazan Tabyasıdır. Övündü (Vaşlop) Manastır Kilisesi, İl merkezininkuzeydoğusunda ve merkezde kilise mevkiinde iki ayrı şapel, Ölçek-Tulumba Mezrası Şapeli, Kazankale’nin güneyindeki Şapel, Akyaka (Koduzhara) Şapeli, Yalnızçam yaylasında iki ayrı Şapel, Sarme köprüsü yakınındaki Şapel, Çakıldere köyü yakınındaki Şapel, Uğurlutaş’ta (Dört Kilise) üç ayrı Şapel, Budaklı (Cicor) Şapeli, Kotanlı (Sikheref) Şapeli, Gülyüzü (Pekreşen) Şapeli, Şeytan Kalesi Şapeli, Kurtkale beldesinin güneyindeki Şapel, Kurtkale Şapeli, Börk Köyü Şapeli, Çak Kalesi yakınında iki ayrı Şapel, Çambeli Şapeli, Al Köyü Şapelleri yıkık durumdadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder