Büyünün insana etkisi yaradılışımızda bize bahşedilen aurik bedenle alakalıdır. Malumunuz fizik bedenimiz dışında; bir de mental diyebileceğimiz negatif ve pozitif katmanlardan oluşan aurik enerji alanımız vardır ki büyü, bu enerji katmanlarına yaptığı etkiyle insan yaşamına dâhil olur. İnsanlardan bilhassa gizlenen, büyük bir sırmış gibi ‘özellikle’ saklananda temelde budur.
Oysa hemen herkesin malumu olan bu hakikat; çoklarının suiistimal alanını genişleten mühim bir detaydan başka bir şey değildir.
İnsanın aurik bedeni (negatif ve pozitif enerjisi) ilahi kudret tarafından denge noktasında tezahür eder. Bu alan ve dengesi yine yaradılışımızın eseri olarak son derece korunmasızdır ya da son derece zayıf bir zırhla korunmaktadır. Böylece dış uyaranların tehditlerine açık ya da fizik bedenimizde baş gösterebilecek kimi sorunlardan kolayca etkilenebilecek bir yapıya kavuşmuştur.
Büyücü bu alan ve dengesini bildiği kadar bu alan ve dengesinin ne derece zayıf ve korunmasız olduğunu da çok iyi bilmektedir. Böylece kişiye yönlendireceği pozitif - negatif enerjiyle aurik bedende dengesizliğe neden olur ya da hali hazırda var olan dengeyi bireyden muhtelif yollarla enerji transfer ederek dilenen duruma göre bozar.
İnsanın aurik bedeni çakra merkezlerini de barındırır. Yaradılışın mucizesi bu ilahi denge işte bu çakra merkezleri tarafından kontrol edilir. Büyücünün yaptığı bütün çalışmalar çakra merkezlerinde dengede bulunan enerjiyle alakalıdır.
Modern tıbbın giderek kabul gördüğü akupunktur tedavisinin bu çakra merkezleri ile alakası bilinen bir gerçektir. Çakra merkezleri üzerine yoğunlaşan fiziksel müdahalelerle hastaların iyileştirildiği göz önüne alındığında, aurik bedenin fizik bedeni, fizik bedenin aurik bedeni müspet - menfi manada nasıl etkileyebileceği de kanıtlanmış olacaktır. Giderek iddia edebiliriz ki: aurik bedene işaret eden büyü fizik beden de gözle görülen ya da görülemeyen bazı sorun ve sıkıntıları da gündeme getirecektir.
Bu mana da insanin hayatı üzerinde bu derece olumsuz etkileri olan büyünün kayıtsız şartsız bozulması, terkibinin ele geçirilmesi ve koruyucu tedbirlerle, yinelenmesinin engellenmesi gerekmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder