DEFİNEYERİ ,DEFİNECİLİK,HAZİNE,GÖMÜ,SİKKE,YUNAN GREEK SİKKELERİ,DEDEKTÖR CİHAZLAR,KAZI NASIL YAPILIR,Define işaretleri,define arama yolları,gizlidefineleri arama,cinler büyü ,definegizemi çözme,tılsım,define arama çubukları, ,gizemlidefineler çıkartma,Define haritası,lahit,toprak çeşitleri,horasan çözme yöntemleri,define arama çubukları yapımı,Define,Dedektör,Arkeoloji,Kaya Mezarları,Altın,Sikke,Tarihi Paralar ve değerleri,Roma mezarları dedektör.
Cıva, periyodik tablodaki sembolü "Hg" ve atom numarası ise 80 olan, kimyasal bir elementdir. "Hg" sembolü, Latince'deki hydrargyrum (sulu/sıvı gümüş) sözcüğünden gelir.
Ağır, gümüş renkli bir geçiş metali olan cıva, oda sıcaklığı ya da ona yakın sıcaklıklarda sıvı durumda bulunan beş elementten biridir; diğerleri ise, metal olan sezyum, fransiyum ve galyum ile metal olmayan bromdur.
Termometre (sıcaklık ölçer) ve barometre (basınç ölçer) gibi bilimsel aygıtlarda kullanılan cıva, zehirli bir madde oluşuna bağlı olarak göz önünde bulundurulan sağlık ve güvenlik konuları nedeniyle, tıbbi ve bilimsel ortamlardaki yerini alkol kullanan, sayısal ya da termistör (ısıya duyarlı direnç) temelli aygıtlara sıklıkla bırakmaktadır.Kanserojendir.Pahalı bir elementtir.İnhibitör olduğu için çok tehlikelidir.
Cıvanın eldesi, sıklıkla, doğal cıva sülfit mineralinden (zincifre) indirgenme ile olur.
Yüksek yoğunluğu nedeniyle, bilardo topları gibi nesneleri hacimlerinin en fazla %20'si batacak şekilde, üstünde yüzdürebilir
Atom numarası 80 olan element. Periyodik tablonun IIB grubunda yer alır. Oda sıcaklığında sıvı hâlde bulunan bilinen tek metaldir. Doğada ender olarak serbest hâlde bulunur. Diğer metallerle karşılaştırıldığında elektrik iletkenliği oldukça zayıftır. Birçok metalle, örneğin altın, gümüş ve kalayla kolaylıkla alaşım yapar. Bu alaşımlara “amalgam” adı verilir. Altınla kolaylıkla amalgam oluşturabilmesinden dolayı, altının minerallerinden elde edilmesinde kullanılır.
Organik cıva bileşikleri önemli olmakla birlikte tehlikelidir. Örneğin; metil cıva, ırmak ve göllerde bulunabilen öldürücü bir kirleticidir. Kirlenmenin ana kaynağı, ırmak ve göl dibine çöken sanayi atıklarıdır.
M.Ö. 2000 öncesinden bu yana bilinen cıvayı ne yazık ki eski Yunanlılar merhem, Romalılar da kozmetik olarak kullanmışlardır.
Cıva zehirli bir maddedir; solunum, mide ve deri yoluyla emilir. Bedenden atılımı için çok az yol olduğundan, birikerek etkisi artan bir zehirdir. Cıva uçucu bir elementtir. Bu yüzden havadaki bulunma miktarının tehlikeli olduğu sınırlara (havadaki cıva buharı miktarının aşmamasına dikkat edilmesi gereken miktar 0,1 mg/m3) ne yazık ki çoktan ulaşmıştır.
Ortaçağ simyacıları cıvayı bir metal olarak değil, metallere parlaklık, yoğunluk. ısıl iletkenlik ve dövülgenlik özellikleri kazandıran • bir öz olarak tanıyorlardı. Metallerde, ısıtıldıkları zaman ortaya çıkan değişikliklerin bağlandığı ikinci temel bileşen de, KÜ-KÜRT'tü. Braune, Leningrad'da 1759'un soğuk bir kış gecesi dondurmayı başarana kadar (cıva —39°C'ta katılaşır), cıvanın bir metal olduğu kabul edilmedi. Kimyasal olarak cıva. PERYODİK ÇİZELGE'nin aynı grubunda yeralan kadmiyum ve ÇİNKO'ya benzer.
Doğada bulunuşu: Cıva, bazen, filizinin yeryüzüne çıkan tabakasında doğal damlacıklar halinde bulunur. Bu yüzden Tarihöncesi insanınca da bilindiği sanılır. Aristoteles (İ.Ö. 384-322), o zamanın tek önemli filizi olan zencefreden cıva özütlendiğinden söz eder. Zencefre. kırmızı renkte cıva sülfürdür (HgS) ve uzun bir süre sülyen boyasının hazırlanmasında kullanılmıştır.
Cıva istemi 1557'de Meksika'da GÜMÜŞ'ün özütlenmesi için amalgamalama yönteminin geliştirilmesiyle arttı ve bu amaç için kaynak, Peru'daki madenlerden sağlandı. 1849'da, Kaliforniya'daki ALTIN'a hücumdan sonra gene istem artışı oldu ve bu,Kaliforniya cıva madenlerinin gelişmesiyle sonuçlandı. Hem altın, hem de gümüş özütleme işlemlerinde cıva,amal-gamaları (bk. resim) kullanıldı. Günümüzde A.B.D.. Nevada, İdaho, Arizona, Oregon ve Alaska'daki ma-denleriyle hâlâ en büyük cıva üreticisidir.
Yeryüzü kabuğunda, örneğin PLATİN ve URAN-YUM'dan daha az bulunmasına karşın, cıva yataklarının derişikliğinin yüksek olması, bu metalin çok değerli sayılmamasına yolaçmaktadır.
Özütleme: Cıva, genellikle filizinin oksijenli bir ortamda kavrulması ve ortaya çıkan cıva buharının yoğunlaştırılmasıyla elde edilir.
Oldukça kaba filiz, düşey şaftlı fırında kavrulabilir. Daha ince filizler ise, ocağın içinden havanın akmasını engellerler. Bu yüzden filiz tozunun şaft boyunca,, birbirlerine 45° meyilli bir dizi tavadan düşerek ilerlediği ocaklar geliştirilmiştir. Günümüzde bütün filizi ince toz haline gelinceye kadar öğüttükten sonra fırında kavurmak, geçerli bir sistemdir. Bu" kavurma işlemi, ya filizin bir ocaktan, dönen bıçaklı ikinci bir ocağa indirildiği çok ocaklı mekanik bir fırında, ya da dönme ekseni yatayla birkaç derece açı yapan uzun silindir biçimli döner fırında yapılır. İnce filizin kavrulmasında, oldukça büyük miktarda toz, fırın gazları yoluyla ocağın bacasına taşınır. Bu toz, yoğunlaştırma borularını tıkamaması için, alınır. Yoğunlaştırma borularında toplanan cıva, içindeki kurumdan, filtreden geçirilerek ayrılır. Bazı cıva bileşikleri içeren kurumdan, daha sonra, kireçle işlenerek metal alınabilir. Son olarak metal, vakumla DAMITMA yöntemiyle saflaştırılır.
Kullanım alanları: Cıvalı BAROMETRE 1643'te Torricelli,TERMOMETRE ise 1714'te Fahrenheit tarafından geliştirildi. Daha yakın dönemde cıva, birçok bilimsel aygıtta ve ev eşyalarında kullanım alanı buldu. Örneğin, doktorların kan basıncını ölçmek için yararlandıkları tansiyon aleti (Bk. MANOMETRE) ve kapalı ŞALTER'lerde cıva kullanılır. Başka bir kullanım alanı da, yüksek akım söz konusu olduğunda alternatif akımı doğru akıma çevirmek için yararlanılan cıva arklı REDRESÖR'dür. Ancak bu tür aygıtlar, giderek, yerlerini yari iletken aygıtlara bırakmaktadır. Cıva buharının içinden geçen elektrik deşarjıyla oluşan parlak mavi-beyaz ışık ise, floresan lambalarının temelini oluşturur (Bk. DEŞARJ TÜPÜ).
Cıvalı alaşımlara amalgam denir. En çok bilinen amalgam' %69,4 gümüş, %3,6 bakır, %0,8 çimento ve %26,2 kalay içeren bir alaşım ile cıvayı karıştırarak yapılan ve diş dolgularında kullanılan amalgamdır. Sıvı ile katı halleri arasında yayınma oluşurken, dolgu 'tutar.' Cıvanın lamalgam oluşturma özelliğinden, altın ve gümüş özütlemede yararlanılır. Cıva, tuzlu suyun ELEKTROLİZ'iyle KLOR üreten pillerde katot olarak kullanılır. Katotta açığa çıkan sodyum, hemen bir amalgam oluşturur ve sud kostik (sodyum hidroksit) olarak alınır. Cıvanın talyum metaliyle oluşturduğu amalgamm, cıvadan daha düşük bir erime sıcaklığı (—60°C) vardır; bu yüzden, düşük sıcaklık termometreleri yapımında kullanılır. Cıvalı PİL'lerin güçleri öteki pillere oranla daha çok, ömürleri de daha uzundur. Boyutlarının çok küçük tutulması gereken aygıtlarda, örneğin duyma aygıtı ve fotoğraf makina-sının ışık ölçülerinde, bu piller kullanılır.
Cıvalı piller de anot, cıva ile çinkonun- amalgamıdır: katot da yaklaşık % 5 grafit ile karıştırılmış cıva oksit'ten. (HgO) oluşmuştur.
Cıva bileşikleri, sınırlı ölçüde de olsa, endüstri ve tıp alanında da kullanılır. Cıva sülfat (HgSO..), asetilen ve sudan asetaldehit (Bk. ALDEHİT) elde edilmesinde bir katalizör işlevi görür. Bakır, cıva ve iyot'tan oluşan kompleks tuz Cu2(HgI4), ısıtılınca renk değiştiren bir ısı belirtecidir. Cıva fülminat. Hg(CNO)2, sürtünme ve şoka çok duyarlı olduğu için PATLAYICI'lar-da ateşleyici olarak kullanılır. Cıva ve bileşikleri, zehirli olmaları nedeniyle günümüzde daha az kullanılmaktadır; ama kalomel (Hg2Cl2) gibi bazı cıva bileşiklerinden mikrop kırıcı olarak yararlanılır. Fenil cıva asetat (PMA), mantarların büyümesini engellemek için tohumluk tahıllara püskürtülür. Aynı zamanda kağıt fabrikalarında balçık oluşmasını, duvar kağıdı yapışkanlarında mantar oluşumunu ve çayırlarda kalın otların büyümesini engellemek için kullanılır.
Zehirliliği: Cıva, özellikle cıva buharı ve cıva bileşiklerinin büyük bölümü zehirlidir. Bu nedenle, genellikle çevre kirlenmesi açısından tehlikeli olduğu kabul edilir. Fenil cıva asetat ile işlem görmüş tohumlar, İsveç'teki sarı yelve kuşu soyunun yok olmasına yolaçtı ve bu yüzden 1960'da yasaklandı. 1971 yılında ise, gene bu bileşikle ekim için hazırlanan tahıllık tohumu yiyen yüzlerce Iraklı öldü. Yakın zamanda buna benzer bir başka hata yüzünden, Avrupa'da binlerce ölamızlık hayvanın zorunlu olarak öldürülmesi gerekti.
Kırmızı civa nükleer bombaarın yapımında kullanıldığı iddaa edilen efsanevi (hayali) bir maddedir.
İlk olarak 1980 li yıllarda Rusya medyasında fizyon bombalarının yapımında kullanıldığına dair haberler çıkmış, fakat nasıl kullanıldığı ile ilgili bilgiler verilmemiştir.
Kilogram fiyatının 100bin dolar ile 300bin dolar arasında olduğı ise bazı kaynaklar tarafından ifade edilmektedir
DUA-CİN-BÜYÜ-TILSIM-SİHİR-NAZAR-MUSKA-DİNİMİZ İSLAM-MİTOLOJİ-DEFİNE-DEFİNECİLİK-DEFİNE İŞARETLERİ-DEFİNE İŞARET ÇÖZÜMLERİ-DEFİNE HARİTALARI-HAZİNELER-DEDEKTÖR-DEFİNE ARAMA ÇUBUKLARI YAPIMI-MADENLER-GÖMÜ-EŞKİYA BELGELERİ-HÖYÜK-TÜMÜLÜS-ÜNLÜ EŞKİYALAR-ARKEOLOJİ-TARİHTE PARA-TAKILAR--MÜZELER-İSLAM-MİTOLOJİ-HEYKEL-ANTİKA -TÜRKİYEDE ARKEOLOJİ-ROMA-BİZANS-İSLAMDA BÜYÜ-DEFİNE-DEFİNECİLİK-GÖMÜ-ESKİ ALFABELER-HORASAN-MÜZE-HEYKEL-DEDEKTÖR-ALTIN-SİKKE-DEFİNEDE TILSIM-GİZEMLER HAKKINDA BİLGİLENDİRME SİTESİ.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
bende kırmızı civa var isteyen varsa satarım
YanıtlaSilyıldırım düşmesi elde ettim 18 gr iyi calışmalar
Ciddi iseniz ! Sorunsuz olarak konuyu çözelim....
Silslm kırmızı varsa köşeyi döndün dmek
YanıtlaSilnasıl iletişime geçeriz işmiyom