hıristiyanlık ile ilgili kavramlar---Concepts related to Christianity
place here to learn-treasure place here to learn-treasure-defıne defıne defıne defıne sıgnal sıgns-solutıons-map-defıne path defıne-detector-cın-magıc-defıne search bars made-metals-charm-bury-bandit-defıne of documents-mound-tumulus-bandits- mystery of money-jewellery-defıne-archaeology-hıstory museums-ıslamıc-defıne natural stone-sculpture-news-mythology-antıque-archaeology-ancıent cıtıes-regıons-ancıent trade routes-horasan-ebced-sıgnal solutıons-defıne search-roman-byzantıne maps-green coıns only defıne to learn
hıristiyanlık ile ilgili kavramlar---Concepts related to Christianity
Günah Çıkarma:
Günah çıkarmaya “absolüsyon” denilir. Absolüsyan, günah çıkarma ve affetme demektir. Hıristiyanlıkta günahlarını papazlara açıklayıp itiraf edenlerin papaz tarafından günahlarının bağışlanabileceğine inanılır. Günahları papazlar tarafından affedilenler, böylelikle günahlardan arınmış olurlar. Bu affetme, papazlar tarafından tanrı adına yapılmaktadır.
Haç:
Hıristiyanların Hz. İsa’nın çarmıha gerilmiş halini temsil ettiğine inandıkları, birbirini dik olarak kesen iki doğrudan meydana gelen t harfi görünümündeki şekil; salîb ve istavroz da denilir. Haç, hıristiyanlığın simgesi kabul edilir. Haç çıkarmak: Elleriyle haç işareti yapmak, istavroz çıkarmak. Hıristiyanlıktan önce çoktanrıcı bazı dinlerde de mutluluk simgesi kabul edilen haç, hıristiyanlıkta ilkin din uğruna ölenlerin mezarlarına konulurdu. Daha sonra bütün hıristiyanların mezarlarına konulmaya başlandı. Boyunlarda kolye olarak da takılır. Duâ sırasında da belli yerlerde haç işareti yapılır: Sağ elin parmaklarıyla göğse haç biçimi çizilerek bir çeşit kutsama yapılır. El önce alna, sonra göğse, sonra sol omza ve en sonunda da sağ omza dokundurulur. Bu işaret, aynı zamanda baba-oğul-kutsal ruh teslisini/üçlemesini de simgeler. Yunan kilisesinde el önce sağ omza, sonra sol omza götürülür. Protestanlıktaysa haç çıkarılmaz. Ortodokslar her yıl 6 Ocak günü haçı suya atma töreni yaparlar. Bu tören, onlara göre İsa’nın Yahya peygamber tarafından Ürdün nehrindeki vaftizini simgeler. Bu dinî törende, üstünde İsa’nın resmi bulunan bir haç deniz, nehir, göl gibi herhangi bir suya atılır; hıristiyanlar suya atlayarak haçı bulup çıkarırlar. Haçı bulup çıkaran hıristiyan kutsanır.
Haçlı Seferleri:
Haçlı, haçı olan demektir. Bu anlamdan çıkarılarak müslümanlara karşı savaşa katılan hıristiyanlara “ehl-i salîb”, yani “haçlı” denilmiştir. Haçlılar: Haçlı seferlerine katılanlar anlamında kullanılır. Haçlı seferleri: Haçlıların (hıristiyanların) mukaddes kabul ettikleri yerleri (Kudüs ve civarını) müslümanlardan almak için yaptıkları savaşlara denilir. Toplam sekiz askerî-dinî sefer düzenlenmiştir. Hıristiyanlarca kutsal savaş kabul edilen bu seferler, papaların teşvik edip cenneti garanti etmesi ve doğunun zenginliklerinden pay alma tutkusunun birleşmesi ile ortaya çıktı. Giysilerinin üstüne, yeminlerinin bir simgesi olarak kumaştan bir haç dikip “haçı alanlar”, Kudüs’e hac yolculuğu yapmaya söz vermiş sayılıyorlardı. İlk haçlı seferi 1097’de, sekizinci haçlı seferi de 1270 yılında yine başarısızlıkla sonuçlanmış ve haçlı seferlerinin silâhlı kısmı sona ermiştir. Günümüzde, haçlı seferleri daha çok siyasi, iktisadi alanda ve en çok da kültürel yollarla yapılmakta, önemi Kudüs’den daha az olmayan müslüman beyin ve kalplere saldırılmaktadır. Televizyon, kitap, gazete vb. araçlarla evlerin işgal edilmesi için yapılan günümüzün haçlı seferleri, çoluk çocuk demeden hedeflere saldırıp ele geçirmektedir. Çağdaş Selâhaddin Eyyûbîler çıkıncaya kadar da bu seferlerin sonunun gelmeyeceği gözükmektedir.
Haramlar:
Hıristiyanlıkta haram/yasak olan şeyler, Pavlus’un tenzilâtlarıyla 4 tanedir. Bunlar, putlara kurban edilen şeyler, boğulmuş hayvan, kan ve zinadan ibarettir.[1]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Bkz. Rasüllerin İşleri, 15/28-29.
Havârî:
Havâri kelimesi Kur’an’da geçer. İncillerde, bunun yerine daha çok şâkirt (öğrenci) kelimesi kullanılır. Havârî, yardımcı demektir. Arapçaya Habeşçeden geçmiş olup aslı “havâryâ”dır; “yardımcı” anlamına gelmektedir. Hz. İsa’nın tebliğ ettiği dine ve onun peygamberliğine iman eden, müslümanlardan olan (3/Âl-i İmrân, 52) ve Hz. İsa’nın tebliğ ettiği fikirleri yaymayı üstüne alan on iki kişiden her birine havâri denir. Âl-i İmrân sûresi, 52. âyetinde Hz. İsa’ya ve onun dinine yardımcı olmayı taahhüd edenlere bu adın verildiğini görmekteyiz. Hz. Muhammed (s.a.s.)’e ilk inanan insanlar olan “sahâbe”nin benzerleridir.
Havâriler, toplam 12 kişidirler. Bunlardan biri ihânet ederek kâfirlere Hz. İsa’yı ihbar etmiştir. İsimleri şunlardır: Simun (Petrus), Andreas, Yâkub (Zebedi’nin oğlu -büyük-), Yuhanna (Boanerces), Filipus, Bartolomaeus, Matta, Tomas, Yâkup (Alfeus’un oğlu -küçük-), Gayyur Simun, Yahuda (Taddeus), Yahuda İskaryot (Matta, 10/2-4). Bunlardan Petrus, havârilerin en büyükleri ve lideri, Yahuda İskaryot da Hz. İsa’ya ihanet eden ve onu ihbar edip yakalatmaya çalışan kişidir. Hıristiyan rivayetlerine göre otuz gümüş dinar karşılığında İsa’yı yakalattıran İskaryot, sonradan vicdan acısı çektiği ve kendisini astığı söylenir. İslâm âlimlerine göre, Hz. İsa’yı ihbar eden Yahuda, Hz. İsa görünümüne dönüşmüş ve Hz. İsa yerine o çarmıha gerilmiş, Hz. İsa da göğe yükseltilmiştir.
İkon:
Kiliselerde bulunan dinî tasvir, yani resim ve heykeller. Özellikle ortodoks kiliselerinde bulunur. Hıristiyanlar, ikon(a)lara tapmadıklarını, sadece onlara saygı duyduklarını söylerler.
İncil(ler):
Kur’ân-ı Kerim, Hz. İsa’ya vahyedilen İncil’den bahseder. Bu İncil, bir tek İncil’dir. Bugünkü İnciller de, Hz. İsa’ya vahyedilen/vaz’edilen İncil’den birçok yerde bahseder. Buna rağmen elde mevcut hiçbir İncil için, hıristiyanlar tarafından bile “bu İsa’nın İncilidir” denilemez ve ona atfedilmez; “Matta’ya Göre İncil, Markos’a göre İncil...” denilir. Kilise tarafından birbirinden hayli farklı ve birbiriyle nice çelişkileri olan dört farklı İncil yasal İncil sayılmıştır. Arapça “Enâcil-i erbaa” denen bu dört İncil, Matta, Markos, Luka ve Yuhanna İncilleridir. Asıl yazıldıkları nüshaları elde bulunmayan bu dört İncil’in tümü, Hz. İsa’dan çok sonra yazılmıştır. En eski nüsha olarak yazıldıkları İbrânice ve Latinceden Yunancaya ve çok zaman sonraki tercümeleri vardır. Bu dört İncil, kendisi de o zamanlar hıristiyanlığı kabul etmemiş olan putperest imparator Konstantin tarafından 325 yılında topladığı İznik konsilinde yüzlerce İncil yazması arasından 2048 kişilik üyenin sadece 318’inin kararı ve imparatorun tercih ve yönlendirmesiyle seçilmiş, özellikle tevhid içerikli İnciller başta olmak üzere diğer tüm İnciller sahte kabul edilerek yakılmış ve yaktırılmıştır.
Kardinal:
Yüksek rütbeli katolik râhibi.
Karnaval:
Kötü ruhları kaçırmak için korkunç maskeler takma töreni. Hıristiyanların büyük perhizinden önce yapıldığı için, İtalyanca et kaldırmak anlamına gelen carnelevare kelimesinden türetilmiştir. Kaynağı hıristiyanlıktan çok öncedir. Güneş ışınlarının bir süre gökte hapsedildikten sonra yeniden özgür bırakıldıkları inancıyla ilgilidir. Karnavalda kullanılan hayvan maskeleri, aynı zamanda, hayvanlara tapanlardan hıristiyanlığa geçmiş bir putperest geleneğidir.
Katedral:
Bir şehrin büyük kilisesi, piskoposluk kilisesi.
Katolik:
Roma kilisesi, katolik mezhebinden olan hıristiyan demektir. Katoliklik, Roma kilisesine bağlı hıristiyan mezhebine denilir.
Keşiş:
Dünyayla ilişkisini kesip manastırda yaşayan hıristiyan din adamı. Keşişler evlenmezler, dünyadan el etek çekip bir inziva hayatı sürdürdüklerinden ötürü münzevîdirler. İlk keşişler, Mısır’da azizliğe/ermişliğe ulaşmak için çöle çekilir, bir çeşit çileci hayatı sürerlerdi. Manastırlar, bu bireysel çile çekmeyi bir disipline sokmak amacıyla kurulmuştur. Hıristiyanlıkta çilecilik, Hz. Âdem’in suçundan ötürü soyaçekim yoluyla aşağılanmış insanın kendini cezalan-dırmasını dile getirir.
Kilise:
Yunanca topluluk anlamına gelen ekklesia deyiminden türetilmiştir. Hıristiyan mâbedi/ibâdethanesine, hıristiyanların ibâdet ettiği binaya kilise denilir. Ayrıca, hıristiyan mezhebi için kullanılır: Katolik kilisesi, ortodoks kilisesi şeklinde. Kilise, ilkin hıristiyan toplulukları anlamında kullanılmıştı. İlk hıristiyanların bugünkü anlamda kilise binaları yoktu. İlk dönem hıristiyanlığında kilise yapısı olmadığı gibi, din adamları statüsü ve ruhban sınıfı da yoktu. İkinci y.y. dan sonra kiliseler görülmeye başlamıştır. İlk kiliselerin din adamları, kilisenin bakımı ve temizliğiyle görevli kilise hizmetçileriydi. Sonradan büyük statü kazanan din adamlarına, piskopos denilmeye başlandı ve bunlar kilisenin başına geçtiler. Birçok kilisenin piskoposları birleşince evrensel kilise kurulmuş oldu ve bunun başına geçen piskopos papa adını aldı. Katolik kavramı da evrensel kilise anlamındadır.
Kitab-ı Mukaddes:
Ahd-i Atîk ve Ahd-i Cedîd’den meydana gelen kitapların bütününe denir. Kitab-ı Mukaddes, tahrif edilmiş şekilleriyle Tevrat, Zebur ve İnciller yanında, bazı peygamberlere atfedilen kitaplar, Pavlus’un 15 ayrı mektup ve kitabından oluşmuş kitaplar kolleksiyonudur.
Konsil:
Hıristiyan ruhanîler ve râhipler meclisi. Özellikle katolik kilisesi dogmaları ve kilise disiplinini düzenleyen kurallar 2. y.y. dan itibaren toplanmaya başlanan bu konsillerce tespit edilmiştir. 1869 yılına kadar değişik aralıklarla toplanan konsillerin sayısı yirmidir. Hıristiyanların temel inançları bu konsillerde kararlaştırılmıştır. 325 yılında toplanan İznik konsili, Pavlus’un görüşünün temeli olan İsa’nın tanrılığını kabul etti. Bu görüşe muhâlif olan İncilleri ve başka kitapları nerede olursa olsun toplatıp yakmayı kararlaştırdı. Bu kararın alınmasında henüz hıristiyanlığı kabul etmemiş olan putperest kral Konstantin’in büyük etkisi oldu; bu kararla hıristiyanlığı putperestliğe yaklaştırmış oldu. Yine, bu konsilde alınan kararların aksini savunanları konsil, lânetlemekte ve aforoz etmektedir. 2048 Din adamının katıldığı bu konsilde bu kararı alan din adamlarının sayısı sadece 318 idi. 1720 farklı görüşün iddiaları geçersiz kabul edildi. Daha sonra İnciller de konsil tarafından değerlendirildi; Önemli bir kısmı teslisi değil de tevhidi savunan yüzlerce İncil’in içinden 4 İncil (Matta, Markos, Luka ve Yuhanna İncilleri) resmen kabul edilen İnciller oldu. Bunun dışındaki kitaplar için, nerede olursa olsun toplattırılıp yatırıldı.
Kral Salonu:
Yahova şahitlerinin kilise yerine oluşturdukları toplantı ve ibadet salonu.
Kutsal Perşembe:
Hıristiyanlar, 13 nisan Perşembe gününü kutsal Perşembe olarak nitelerler. Çünkü Hz. İsa, son akşam yemeğini o gün yemiştir. Ayrıca, her yıl nisan ayının 14. günü akşamı toplanıp topluca yemek yemek, eski bir İbrânî geleneğidir.
Kutsal Kabir:
Kudüs’te bulunan Hz. İsa’ya ait olduğuna inanılan mezar. Hıristiyanlarca, Yusuf tarafından gömülen ve sonradan ermiş Helena tarafından bulunan bu mezar kutsaldır. Kur’an’a göre, Hz. İsa’nın çarmıha gerilmediği ve öldürülmediği (4/Nisâ, 157) için bu mezar kesinlikle Hz. İsa’ya ait olamaz.
Kutsal Kabir:
Kudüs’te bulunan Hz. İsa’ya ait olduğuna inanılan mezar. Hıristiyanlarca, Yusuf tarafından gömülen ve sonradan ermiş Helena tarafından bulunan bu mezar kutsaldır. Kur’an’a göre, Hz. İsa’nın çarmıha gerilmediği ve öldürülmediği (4/Nisâ, 157) için bu mezar kesinlikle Hz. İsa’ya ait olamaz.
Luka:
Hıristiyanlarca kabul edilen 4 İncil’den biri ve bu İncil’i yazan kişi. Hıristiyan kaynaklarına göre de havâri olmayan Luka’nın asıl mesleği hekimlikti. Yunan asıllı veya Pavlus’a yardımcı olan yahudi asıllı Antakya’lı bir doktor olduğu rivâyetleri vardır. Aynı zamanda Yeni Ahid’deki kitaplardan biri olan Rasüllerin İşleri kitabının yazarı olarak da bilinmektedir. Luka İncili’nin aslı, büyük bir ihtimalle İbrânice veya bazılarına göre Latincedir. Eldeki en eski nüsha ise Yunanca tercümesidir. Bazı hıristiyanlar aslının da Yunanca yazıldığını söylemektedir. Luka’nın bu İncili Yunanlılar için yazdığı anlaşılmaktadır. Luka İncilinde tarih yanlışlıkları ve maddî hatalar oldukça fazladır.
Manastır:
Râhip veya râhibelerin, dünyadan el etek çekip ruhban hayatı içinde birlikte yaşadıkları, ekseriya yerleşme merkezlerinden uzak bina.
Markos:
Yasal dört İncil’den biri ve bu İncil’in yazarı. Hıristiyan kaynaklarına göre de Markos havâri değildir. Yeni Ahid’de ikinci sırada yer alan bu İncil’in yazarının asıl adı Yuhanna’dır; Markos onun lakabıdır.
hıristiyanlık ile ilgili kavramlar---Concepts related to Christianity
Günah Çıkarma:
Günah çıkarmaya “absolüsyon” denilir. Absolüsyan, günah çıkarma ve affetme demektir. Hıristiyanlıkta günahlarını papazlara açıklayıp itiraf edenlerin papaz tarafından günahlarının bağışlanabileceğine inanılır. Günahları papazlar tarafından affedilenler, böylelikle günahlardan arınmış olurlar. Bu affetme, papazlar tarafından tanrı adına yapılmaktadır.
Haç:
Hıristiyanların Hz. İsa’nın çarmıha gerilmiş halini temsil ettiğine inandıkları, birbirini dik olarak kesen iki doğrudan meydana gelen t harfi görünümündeki şekil; salîb ve istavroz da denilir. Haç, hıristiyanlığın simgesi kabul edilir. Haç çıkarmak: Elleriyle haç işareti yapmak, istavroz çıkarmak. Hıristiyanlıktan önce çoktanrıcı bazı dinlerde de mutluluk simgesi kabul edilen haç, hıristiyanlıkta ilkin din uğruna ölenlerin mezarlarına konulurdu. Daha sonra bütün hıristiyanların mezarlarına konulmaya başlandı. Boyunlarda kolye olarak da takılır. Duâ sırasında da belli yerlerde haç işareti yapılır: Sağ elin parmaklarıyla göğse haç biçimi çizilerek bir çeşit kutsama yapılır. El önce alna, sonra göğse, sonra sol omza ve en sonunda da sağ omza dokundurulur. Bu işaret, aynı zamanda baba-oğul-kutsal ruh teslisini/üçlemesini de simgeler. Yunan kilisesinde el önce sağ omza, sonra sol omza götürülür. Protestanlıktaysa haç çıkarılmaz. Ortodokslar her yıl 6 Ocak günü haçı suya atma töreni yaparlar. Bu tören, onlara göre İsa’nın Yahya peygamber tarafından Ürdün nehrindeki vaftizini simgeler. Bu dinî törende, üstünde İsa’nın resmi bulunan bir haç deniz, nehir, göl gibi herhangi bir suya atılır; hıristiyanlar suya atlayarak haçı bulup çıkarırlar. Haçı bulup çıkaran hıristiyan kutsanır.
Haçlı Seferleri:
Haçlı, haçı olan demektir. Bu anlamdan çıkarılarak müslümanlara karşı savaşa katılan hıristiyanlara “ehl-i salîb”, yani “haçlı” denilmiştir. Haçlılar: Haçlı seferlerine katılanlar anlamında kullanılır. Haçlı seferleri: Haçlıların (hıristiyanların) mukaddes kabul ettikleri yerleri (Kudüs ve civarını) müslümanlardan almak için yaptıkları savaşlara denilir. Toplam sekiz askerî-dinî sefer düzenlenmiştir. Hıristiyanlarca kutsal savaş kabul edilen bu seferler, papaların teşvik edip cenneti garanti etmesi ve doğunun zenginliklerinden pay alma tutkusunun birleşmesi ile ortaya çıktı. Giysilerinin üstüne, yeminlerinin bir simgesi olarak kumaştan bir haç dikip “haçı alanlar”, Kudüs’e hac yolculuğu yapmaya söz vermiş sayılıyorlardı. İlk haçlı seferi 1097’de, sekizinci haçlı seferi de 1270 yılında yine başarısızlıkla sonuçlanmış ve haçlı seferlerinin silâhlı kısmı sona ermiştir. Günümüzde, haçlı seferleri daha çok siyasi, iktisadi alanda ve en çok da kültürel yollarla yapılmakta, önemi Kudüs’den daha az olmayan müslüman beyin ve kalplere saldırılmaktadır. Televizyon, kitap, gazete vb. araçlarla evlerin işgal edilmesi için yapılan günümüzün haçlı seferleri, çoluk çocuk demeden hedeflere saldırıp ele geçirmektedir. Çağdaş Selâhaddin Eyyûbîler çıkıncaya kadar da bu seferlerin sonunun gelmeyeceği gözükmektedir.
Haramlar:
Hıristiyanlıkta haram/yasak olan şeyler, Pavlus’un tenzilâtlarıyla 4 tanedir. Bunlar, putlara kurban edilen şeyler, boğulmuş hayvan, kan ve zinadan ibarettir.[1]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Bkz. Rasüllerin İşleri, 15/28-29.
Havârî:
Havâri kelimesi Kur’an’da geçer. İncillerde, bunun yerine daha çok şâkirt (öğrenci) kelimesi kullanılır. Havârî, yardımcı demektir. Arapçaya Habeşçeden geçmiş olup aslı “havâryâ”dır; “yardımcı” anlamına gelmektedir. Hz. İsa’nın tebliğ ettiği dine ve onun peygamberliğine iman eden, müslümanlardan olan (3/Âl-i İmrân, 52) ve Hz. İsa’nın tebliğ ettiği fikirleri yaymayı üstüne alan on iki kişiden her birine havâri denir. Âl-i İmrân sûresi, 52. âyetinde Hz. İsa’ya ve onun dinine yardımcı olmayı taahhüd edenlere bu adın verildiğini görmekteyiz. Hz. Muhammed (s.a.s.)’e ilk inanan insanlar olan “sahâbe”nin benzerleridir.
Havâriler, toplam 12 kişidirler. Bunlardan biri ihânet ederek kâfirlere Hz. İsa’yı ihbar etmiştir. İsimleri şunlardır: Simun (Petrus), Andreas, Yâkub (Zebedi’nin oğlu -büyük-), Yuhanna (Boanerces), Filipus, Bartolomaeus, Matta, Tomas, Yâkup (Alfeus’un oğlu -küçük-), Gayyur Simun, Yahuda (Taddeus), Yahuda İskaryot (Matta, 10/2-4). Bunlardan Petrus, havârilerin en büyükleri ve lideri, Yahuda İskaryot da Hz. İsa’ya ihanet eden ve onu ihbar edip yakalatmaya çalışan kişidir. Hıristiyan rivayetlerine göre otuz gümüş dinar karşılığında İsa’yı yakalattıran İskaryot, sonradan vicdan acısı çektiği ve kendisini astığı söylenir. İslâm âlimlerine göre, Hz. İsa’yı ihbar eden Yahuda, Hz. İsa görünümüne dönüşmüş ve Hz. İsa yerine o çarmıha gerilmiş, Hz. İsa da göğe yükseltilmiştir.
İkon:
Kiliselerde bulunan dinî tasvir, yani resim ve heykeller. Özellikle ortodoks kiliselerinde bulunur. Hıristiyanlar, ikon(a)lara tapmadıklarını, sadece onlara saygı duyduklarını söylerler.
İncil(ler):
Kur’ân-ı Kerim, Hz. İsa’ya vahyedilen İncil’den bahseder. Bu İncil, bir tek İncil’dir. Bugünkü İnciller de, Hz. İsa’ya vahyedilen/vaz’edilen İncil’den birçok yerde bahseder. Buna rağmen elde mevcut hiçbir İncil için, hıristiyanlar tarafından bile “bu İsa’nın İncilidir” denilemez ve ona atfedilmez; “Matta’ya Göre İncil, Markos’a göre İncil...” denilir. Kilise tarafından birbirinden hayli farklı ve birbiriyle nice çelişkileri olan dört farklı İncil yasal İncil sayılmıştır. Arapça “Enâcil-i erbaa” denen bu dört İncil, Matta, Markos, Luka ve Yuhanna İncilleridir. Asıl yazıldıkları nüshaları elde bulunmayan bu dört İncil’in tümü, Hz. İsa’dan çok sonra yazılmıştır. En eski nüsha olarak yazıldıkları İbrânice ve Latinceden Yunancaya ve çok zaman sonraki tercümeleri vardır. Bu dört İncil, kendisi de o zamanlar hıristiyanlığı kabul etmemiş olan putperest imparator Konstantin tarafından 325 yılında topladığı İznik konsilinde yüzlerce İncil yazması arasından 2048 kişilik üyenin sadece 318’inin kararı ve imparatorun tercih ve yönlendirmesiyle seçilmiş, özellikle tevhid içerikli İnciller başta olmak üzere diğer tüm İnciller sahte kabul edilerek yakılmış ve yaktırılmıştır.
Kardinal:
Yüksek rütbeli katolik râhibi.
Karnaval:
Kötü ruhları kaçırmak için korkunç maskeler takma töreni. Hıristiyanların büyük perhizinden önce yapıldığı için, İtalyanca et kaldırmak anlamına gelen carnelevare kelimesinden türetilmiştir. Kaynağı hıristiyanlıktan çok öncedir. Güneş ışınlarının bir süre gökte hapsedildikten sonra yeniden özgür bırakıldıkları inancıyla ilgilidir. Karnavalda kullanılan hayvan maskeleri, aynı zamanda, hayvanlara tapanlardan hıristiyanlığa geçmiş bir putperest geleneğidir.
Katedral:
Bir şehrin büyük kilisesi, piskoposluk kilisesi.
Katolik:
Roma kilisesi, katolik mezhebinden olan hıristiyan demektir. Katoliklik, Roma kilisesine bağlı hıristiyan mezhebine denilir.
Keşiş:
Dünyayla ilişkisini kesip manastırda yaşayan hıristiyan din adamı. Keşişler evlenmezler, dünyadan el etek çekip bir inziva hayatı sürdürdüklerinden ötürü münzevîdirler. İlk keşişler, Mısır’da azizliğe/ermişliğe ulaşmak için çöle çekilir, bir çeşit çileci hayatı sürerlerdi. Manastırlar, bu bireysel çile çekmeyi bir disipline sokmak amacıyla kurulmuştur. Hıristiyanlıkta çilecilik, Hz. Âdem’in suçundan ötürü soyaçekim yoluyla aşağılanmış insanın kendini cezalan-dırmasını dile getirir.
Kilise:
Yunanca topluluk anlamına gelen ekklesia deyiminden türetilmiştir. Hıristiyan mâbedi/ibâdethanesine, hıristiyanların ibâdet ettiği binaya kilise denilir. Ayrıca, hıristiyan mezhebi için kullanılır: Katolik kilisesi, ortodoks kilisesi şeklinde. Kilise, ilkin hıristiyan toplulukları anlamında kullanılmıştı. İlk hıristiyanların bugünkü anlamda kilise binaları yoktu. İlk dönem hıristiyanlığında kilise yapısı olmadığı gibi, din adamları statüsü ve ruhban sınıfı da yoktu. İkinci y.y. dan sonra kiliseler görülmeye başlamıştır. İlk kiliselerin din adamları, kilisenin bakımı ve temizliğiyle görevli kilise hizmetçileriydi. Sonradan büyük statü kazanan din adamlarına, piskopos denilmeye başlandı ve bunlar kilisenin başına geçtiler. Birçok kilisenin piskoposları birleşince evrensel kilise kurulmuş oldu ve bunun başına geçen piskopos papa adını aldı. Katolik kavramı da evrensel kilise anlamındadır.
Kitab-ı Mukaddes:
Ahd-i Atîk ve Ahd-i Cedîd’den meydana gelen kitapların bütününe denir. Kitab-ı Mukaddes, tahrif edilmiş şekilleriyle Tevrat, Zebur ve İnciller yanında, bazı peygamberlere atfedilen kitaplar, Pavlus’un 15 ayrı mektup ve kitabından oluşmuş kitaplar kolleksiyonudur.
Konsil:
Hıristiyan ruhanîler ve râhipler meclisi. Özellikle katolik kilisesi dogmaları ve kilise disiplinini düzenleyen kurallar 2. y.y. dan itibaren toplanmaya başlanan bu konsillerce tespit edilmiştir. 1869 yılına kadar değişik aralıklarla toplanan konsillerin sayısı yirmidir. Hıristiyanların temel inançları bu konsillerde kararlaştırılmıştır. 325 yılında toplanan İznik konsili, Pavlus’un görüşünün temeli olan İsa’nın tanrılığını kabul etti. Bu görüşe muhâlif olan İncilleri ve başka kitapları nerede olursa olsun toplatıp yakmayı kararlaştırdı. Bu kararın alınmasında henüz hıristiyanlığı kabul etmemiş olan putperest kral Konstantin’in büyük etkisi oldu; bu kararla hıristiyanlığı putperestliğe yaklaştırmış oldu. Yine, bu konsilde alınan kararların aksini savunanları konsil, lânetlemekte ve aforoz etmektedir. 2048 Din adamının katıldığı bu konsilde bu kararı alan din adamlarının sayısı sadece 318 idi. 1720 farklı görüşün iddiaları geçersiz kabul edildi. Daha sonra İnciller de konsil tarafından değerlendirildi; Önemli bir kısmı teslisi değil de tevhidi savunan yüzlerce İncil’in içinden 4 İncil (Matta, Markos, Luka ve Yuhanna İncilleri) resmen kabul edilen İnciller oldu. Bunun dışındaki kitaplar için, nerede olursa olsun toplattırılıp yatırıldı.
Kral Salonu:
Yahova şahitlerinin kilise yerine oluşturdukları toplantı ve ibadet salonu.
Kutsal Perşembe:
Hıristiyanlar, 13 nisan Perşembe gününü kutsal Perşembe olarak nitelerler. Çünkü Hz. İsa, son akşam yemeğini o gün yemiştir. Ayrıca, her yıl nisan ayının 14. günü akşamı toplanıp topluca yemek yemek, eski bir İbrânî geleneğidir.
Kutsal Kabir:
Kudüs’te bulunan Hz. İsa’ya ait olduğuna inanılan mezar. Hıristiyanlarca, Yusuf tarafından gömülen ve sonradan ermiş Helena tarafından bulunan bu mezar kutsaldır. Kur’an’a göre, Hz. İsa’nın çarmıha gerilmediği ve öldürülmediği (4/Nisâ, 157) için bu mezar kesinlikle Hz. İsa’ya ait olamaz.
Kutsal Kabir:
Kudüs’te bulunan Hz. İsa’ya ait olduğuna inanılan mezar. Hıristiyanlarca, Yusuf tarafından gömülen ve sonradan ermiş Helena tarafından bulunan bu mezar kutsaldır. Kur’an’a göre, Hz. İsa’nın çarmıha gerilmediği ve öldürülmediği (4/Nisâ, 157) için bu mezar kesinlikle Hz. İsa’ya ait olamaz.
Luka:
Hıristiyanlarca kabul edilen 4 İncil’den biri ve bu İncil’i yazan kişi. Hıristiyan kaynaklarına göre de havâri olmayan Luka’nın asıl mesleği hekimlikti. Yunan asıllı veya Pavlus’a yardımcı olan yahudi asıllı Antakya’lı bir doktor olduğu rivâyetleri vardır. Aynı zamanda Yeni Ahid’deki kitaplardan biri olan Rasüllerin İşleri kitabının yazarı olarak da bilinmektedir. Luka İncili’nin aslı, büyük bir ihtimalle İbrânice veya bazılarına göre Latincedir. Eldeki en eski nüsha ise Yunanca tercümesidir. Bazı hıristiyanlar aslının da Yunanca yazıldığını söylemektedir. Luka’nın bu İncili Yunanlılar için yazdığı anlaşılmaktadır. Luka İncilinde tarih yanlışlıkları ve maddî hatalar oldukça fazladır.
Manastır:
Râhip veya râhibelerin, dünyadan el etek çekip ruhban hayatı içinde birlikte yaşadıkları, ekseriya yerleşme merkezlerinden uzak bina.
Markos:
Yasal dört İncil’den biri ve bu İncil’in yazarı. Hıristiyan kaynaklarına göre de Markos havâri değildir. Yeni Ahid’de ikinci sırada yer alan bu İncil’in yazarının asıl adı Yuhanna’dır; Markos onun lakabıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder