Cuma, Kasım 18, 2011

iasos nerede

IASOS
Iasos, Mylas'a 28 km. uzaklıktaki Kiyikislacik Köyü içerisindeki üç tarafı denizle çevrili bir yarımada üzerine kurulmuştur. Mitolojiye göre Argos'tan gelenler tarafından kurulduğu ve ismini kolonistlerin bası Iasos'tan aldığı söylenmektedir. M.Ö. 5. yüzyila kadar Iasos hakkında eski kaynaklarda bilgi yoktur. Kentin kurulduğu alan önceleri bir ada iken daha sonra adanın denizle birleştiği berzah dolmuş ve ada, yarımada haline dönmüştür. Antik kente ait önemli yapılar bu yarımada üzerinde yer almaktadır. Büyük sur, su kemerleri, mezarlar ile balık pazarı olarak adlandırılan yapi ise sur dışında yer almaktadır. Iasos'da yapılan kazılarda kentteki en eski yerleşimin M.Ö. 3. bin sonuna kadar uzandığı tespit edilmiştir. Bir zamanlar kenti ziyaret eden müzisyen, tiyatroda bir resital vermiş. Bu resital sırasında balık pazarının açıldığını bildiren çan sesi duyulunca elini kulağına götüren yaslı adam disinda herkes yerinden fırlayarak tiyatrodan ayrılmış. Yaslı adamın yanına gelen müzisyen "Bana ve sanatıma gösterdiğiniz saygıdan ötürü size teşekkür borçluyum; çünkü çan sesini duyan tüm dinleyiciler çekip gittiler" demiş. "Ne ?" diye haykırmış bunu duyan yaslı adam, "Yoksa çan mi çaldı ? "Evet, neden ?" "Öyleyse izninizle efendim..." ve gözden kaybolmuş.
Strabon bu öyküyü bereketsiz topraktan ürün alamayan Iasoslular'in baliga olan düşkünlüklerini belirtmek için anlatır. İskender’in 334'te Miletus’u kuşatması üzerine Iasos, kente yardim etmeye çalışan Pers donanmasına bir gemi bağısında bulundu. On yıl sonra Ekbatan'da Iskender'in silah deposu komutanlığında Gorgos adli bir Iasoslu bulunuyordu. İskender’in ilgisini çeken bir baska Iasoslu da yunus tarafından sevilme gibi garip bir yazgıya sahip olan erkek çocuktu.
Iasos'ta erkek çocukların gimnasiumda çalıştıktan sonra denizde yıkanmaları bir gelenekti. Bu sırada kıyıya yanaşan yunus, çocuklardan birini sırtına alıp, açıklara götürüyor ve sonra yeniden kıyıya bırakıyordu. Bir anlatıya göre bu öyküyü duyan İskender, çocuğu Babil'e getirtip deniz tanrısı Poseidon'un rahibi yapmış. Iasoslular bu olaydan, M.Ö. 3. yüzyılda çıkarılan madeni paralarında, kolunu yunusun sırtına atmış biçimde yüzen çocuk tasvirine yer verecek kadar etkilenmişlerdir. Iasos antik kentinde 1960 yılından bu yana İtalyan Arkeoloji Heyeti'nce düzenli kazılar yapılmaktadır. Bu kazı çalışmaları sonucunda birçok eser ortaya çıkarılmıştır. Bunlardan agoraya kemerli bir kapıdan geçilerek girilir. Roma Dönemi'nde inşa edilen agoranın dört tarafı revaklarla çevrilidir. Agoranın güney batısında bouleterion yapısı yer alır.
Kent meclisi olarak kullanılan yapı daire biçimli orkestra ve onun arkasında yer alan dört merdivenle üç bölüme ayrılmıştır. Oturma sıralarının altı tonozlarla desteklenmiştir.

Agoranın doğu kösesinde 17 x 13 m. boyutlarındaki önü sütunlu dikdörtgen planlı yapı Caesareon olarak tanımlanır. Agora içinde yapılan kazılarda elde edilen buluntular Orta Bronz Çağı’na kadar gitmektedir. Agoranın etrafını saran stoalar bulunan yazıtlara göre M.S. 130 yıllarında yapılmıştır. Agoranın güney bati kösesindeki geniş düzlükte Artemis Astias Tapinagi yer almaktadır. Tiyatro, kentin ortasında yer alan yükseltinin kuzey doğu yamacında kurulmuştur. Tiyatronun skene binası cephesi yaklaşık 61 m. dolayındadır.
Helenistik Çağ orijinli tiyatronun günümüzde Roma Dönemi'nde yapılan tadilat ve eklentileri görülebilir. Orta Çağ kalesi kentin en yüksek kesiminde ve tam ortasında yer alır. Yaklaşık kareye yakin bir plana sahip kalenin, kalınlığı 2 m.'yi bulan duvarları vardır. Oldukça sağlam yapı içinde bir de sarnıç bulunmaktadır. Liman, yarımada ile kara arasında yaklaşık 850 m. uzunluğundadır. Liman ağzında yer alan kule mendirek kulesi olup, bir Orta Çağ yapısıdır. Bunun karsısındaki diğer kule yıkılmıştır. Kullanıldıkları çağ-larda her iki kule arasına zincir gerilmek suretiyle istenmeyen tekneler limana alınmazdı.


Iasos'ta biri kenti koruyan, diğeri de büyük sur olarak bilinen ve kentin kuzey batısında yer alan ikinci bir sur vardır. İkinci sur, kent savunmasından çok bölge savunması için yapılmıştır. Yaklaşık 3.5 km. uzunluğunda ve mahalli blok taslarla yapılmıştır. Yüksekliği yer yer değişiklik göstermektedir. Ortalama 3.50 m. yükseklikte olan sur muntazam kulelerle desteklenmiştir. Kentte her tür gömme yapılmıştır. Kent içinde agora, Arkaik Çağ mezarlığı olarak kullanılmıştır. Roma Devri mezarlığının batısındaki yamaçlarda kayaya oyulmuş kaya mezarları ile bina seklinde yapılmış mezarlar yer alır.


Kentteki en ünlü mezar ise halk arasında Balık Pazarı olarak bilinen Roma Dönemi'ne ait anıt mezardır. Portiklerle çevrilmiş dörtgen bir avlunun ortasında yüksek bir podyum önünde ön cephesi dört sütunlu bir Korinth tapınak yükselir. Önünde geniş bir pronaosu, dışta üçüz yivlerle süslü duvarları ve plasterli antetleri olan çok az derinlikteki sellaya doğudan bir basamak çıkılarak giriliyordu. Alçak sütunlarla taşınan mezar odası podyumdan kazanılmıştır. Kemiklerin korunduğu yer işlevini üstlenmiş olmaları gereken küçük seki ve nişler duvarlara bindirilmiştir.



Uzun portik plasterler üzerinde taşınan kemerlerden oluşur. Bati bölümündeki özgün tonozlu çatı halen korunmaktadır.Balik Pazarı anıt mezarı Kültür Bakanlığı, Döner Sermaye İsletmeleri Merkez Müdürlüğü’nce sağlanan ödenekle 1993 yılı sonunda restore edilmeye başlanmış ve restorasyon çalışmaları sonucunda İtalyan kazı ekibince Iasos kazılarında bulunan mimari parçalar ve diğer eserlerle galeriler içerenindeki teshir tamamlanarak anıt mezar, Balık Pazarı Açıkhava Müzesi olarak 11 Agustos 1995 tarihinde ziyarete açılmıştır. Iasos kazıları 1960 yılında Prof. Dr. Doro LEVI başkanlığındaki İtalyan Arkeoloji Heyeti tarafından başlatılmış olup, halen Dr. Fede BERTI tarafından devam ettirilmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder