Çarşamba, Mayıs 18, 2011

SAYILAR EBCED TAKVİM

SAYILAR EBCED TAKVİM

DEFİNE--DEFİNECİLİK-DEFİNE İŞARETLERİ-DEFİNE İŞARET ÇÖZÜMLERİ-DEFİNE HARİTALARI-HAZİNELER-DEDEKTÖR-DEFİNE ARAMA ÇUBUKLARI YAPIMI-GPR-ALTIN-GÜMÜŞ-ELMAS-TILSIM-GİZEMLER-GÖMÜ-SİKKE-CİN-EŞKİYA BELGELERİ-MEZAR TÜRLERİ-HÖYÜK-TÜMÜLÜS-KAYA MEZARI-MEDENİYETLER-EFSANELER-DESTANLAR-BÜYÜ VE BÜYÜCÜLÜK-KEHANET-ÜNLÜ EŞKİYALAR-ARKEOLOJİ-TARİHTE PARA-TAKILAR-DOĞAL TAŞLAR-DARPHANE-MÜZELER HAKKINDA BİLGİLER-DİNİMİZ İSLAM-DEFİNE HABERLERİ-TÜRK DÜNYASI-MİTOLOJİ-HEYKEL-ANTİK MISIR-ANTİKA NÜMİZMATİK-TÜRKİYEDE ARKEOLOJİ-ANTİK BÖLGELER-ANTİK KENTLER-TARİH VE TARİHİN YARARLANDIĞI BİLİMLER-HORASAN-ÖLÇÜ VE AĞIRLIK BİRİMLERİ-ÖLÇME ALETLERİ-TARİHİ TİCARET YOLLARI-EBCED HESABI-İŞARET ÇÖZÜMLERİ-DEFİNE ARAMA YOLLARI-GİZEMLİ DEFİNERİ BULMA-HORASAN ÇÖZME-KAYA MEZARLARI- MEZAR-ROMA SİKKE-BİZANS SİKKE-GREEK SİKKE-TARİHİ ANTİK SİKKE VE PARALAR-ARKEOLOJİ VE DEFİNECİLİK ÜZERİNE HER TÜRLÜ BİLGİ DUA SIRLARINDA

Sayılar, Ebced ve Takvim               
 

Osmanlıcada Arap rakamları kullanılır. Araplar Hint rakamlarıyla tanıştıktan sonra ondalık (onlu, 10 tabanlı) sayı sistemini benimsediler.
Günümüzde de kullanılan bu sistem 8-11. yüzyıllar arasında Hintli ve Arap matematikçileri tarafından geliştirilmiştir. Rakamlar yazının tersine soldan sağa doğru yazılır.
0       1        2       3       4      5       6       7       8       9   [table][tr] [td]sayi1.gif[/td] [/tr][/table]  
2 rakamı bazen ء,
3 rakamı ۲  olarak da yazılabilir.

Ebced

Arap harflerinin sayısal değeri de vardır. Her harfe karşılık bir sayı verilerek ebced hesabı adı verilen bir sistem oluşturulmuştur. Buna göre harflerin 1′den 1000′e kadar sayı değerleri şöyledir:
   [table][tr] [td] ebced2.gif[/td] [/tr][/table]   Arap alfabesinde olmayan p ( پ  ), ç ( ﭺ ), j (ﮊ ) harflerinin Osmanlıcaya eklenmesiyle bu harflerin değeri de sırasıyla ( ﺐ ), ( ﺝ ), ( ﺯ )  harflerinin sayı değerlerine eşittir. Aynı biçimde Türkçedeki g ünsüzünü belirten gef,  ﻙ  harfiyle, (ء, أ, ا ) harfleri ise ile aynı  değerdedir.
Arap alfabesindeki harflerin kolayca akılda kalması için kendi aralarında gruplandırılarak 8 sözcük oluşturulmuştur. Ebced ( ﺪﺠﺒﺍ ) bu sözcüklerin ilkidir. Öbürleri hevvez ( ﺯﻭﻫ ), hutti ( ﻰﻂﺤ ), kelemen (ﻦﻣﻠﮐ ), sa’fas (ﺹﻓﻌﺴ ), karaşet ( ﺖﺷ ﺭﻘ ), sehaz (ﺬﺧﺜ ) ve dazağ (ﻎﻅﺿ )dır. Ebced sözcüklerinin anlamı ve bu şekilde gruplanması konusunda kesin kayıt yoktur. Öte yandan, Araplar ondalık sayı sistemine geçmeden önce harfleri sayı göstergesi olarak da kullanıyorlardı; ebceddeki dizi alfabedeki harflerin eski bir sıralanışı olabilir.
Ebced sistemi özellikle tarih düşürme, tasavvuf, astronomi, astroloji, edebiyat, mimarlık, sihir ve büyücülükte kullanılmıştır. Tarih düşürme önemli olayların unutulmaması, tarihlerin kolayca akılda tutulması için ebced hesabıyla bir tümce, dize ya da beyit söylemeye denir. Önemli tarihsel olaylar, devlet adamları ve sanatçıların ölüm tarihleri tarih düşürmelerle saptanmıştır. Örneğin Kanuni Sultan Süleyman ın Mohaç seferi için söylenen tarih düşürme şöyledir:
Engürüs’ü münhezim kıldı Süleymân-ı zamân (H. 932/M. 1525) (Nazmi)
 [table][tr] [td] sayi2.gif[/td] [/tr][/table]  
sayi3.gif

Önemli kişilerin ölüm tarihleri mezar taşlarında, birçok yapının yapım ve onarım tarihleri yazıtlarında tarih düşürme ile belirtilmiştir.

Takvim

Osmanlıca metinlerde hicri, rumi ve miladi takvimler kullanılmıştır. Kameri takvim olarak da bilinen Hicri takvim yeni Ayın göründüğü günün başlangıç kabul edildiği, 12 aydan oluşan yıla dayanan takvim sistemidir. Hz. Ömer döneminde düzenlenen bu takvimde Hz. Muhammed in Mekke’den Medine’ye göç ettiği tarih olan 622 başlangıç yılı olarak kabul edilir. Osmanlılar 17. yüzyılın ikinci yarısına değin bütün resmi işlerde bu takvimi kullandılar. Hicri tarihlerin Miladi tarihe çevrilmesinde çeşitli yöntemler kullanılmıştır. Bunlar içinde yaygın olarak kullanılanı şu şekilde formüle edilmiştir:

H  x 3
H -   -—-                + 622 =  M
100

Örneğin,

1326 x 3  = 3978 /  100 = 39,78
1326 – 39,78 =  1286,22
1286 + 622 = 1908

Ay yılı (354 gün) ile Güneş yılı (365 gün) arasında 11 günlük fark olması bazı sorunlara yol açıyordu. Bu sebeple 1676′da (H. 1087) yeni bir takvim kullanılmaya başladı. Güneş yılını 365 gün olarak kabul eden Jülyen takvimini temel alan bu güneş takvimine Rumi takvim ya da mali takvim adı verildi. Mali işlemler için 1739′da (H. 1152) yürürlüğe giren Rumi takvime göre başlangıç yılı gene 622, yılın ilk günü ise 1 Mart olarak kabul edildi. 1839′da (H. 1255) tüm mali ve resmi işlerde Rumi takvim kullanılmaya başladı. Öte yandan 19. yüzyıl sonuna değin Rumi tarihlerin yanı sıra Hicri tarihlerde konuluyordu. Rumi yılların Miladi yıla çevrilmesinde ise şu yöntem izlenir:

R + 584 = M

Örneğin,

1326 + 584 = 1910

Mali takvim yılbaşının 1 Mart’ta olması sebebiyle Gregoryen (Miladi) takvime göre 13 gün geride kalıyordu. Bu yüzden 1917′de (H. 1332, R. 1333) Miladi takvim de kullanılmaya başladı. Cumhuriyet’in ilanından sonra, 1926′da Rumi takvim, bütçe dışında bütün resmi işlerde kaldırıldı ve Miladi takvim kabul edildi. Öte yandan Mali yılbaşı 1 Mart olarak kaldı, 1983′te bu uygulamaya da son verilerek mali yılbaşı 1 Ocak olarak kabul edildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder